28 Haziran 2010 Pazartesi

Almanya 4-1 İngiltere


Kibirli İngilizler ve her zaman sisteme inanan Almanların maçından kazanan Almanlar oldu haliyle. Capello göreve geldiği zaman zaten iyi savunma yapan İngiltere Milli Takımı'ndan istenilen hazır elde de Rooney gibi bir silah varken oyunun hücum yönünün geliştirilmesiydi. Bu turnuva boyunca gördük ki, İngiltere hücum etmeyi geçtim doğru düzgün paslaşamıyordu bile. Amerika maçında Green'in ikramı, Cezayir maçında rakibi küçümseme ve gol yollarında etkisizlik homurdanmalara sebep vermişti. Slovenya maçı da yine bu tarzda geçince aslında balon bir yerde patlayacaktı o da Almanya maçı oldu. Kağıt üstünde rakibine oranla kadro kalitesi daha iyi olan ve tamamı Premier Lig'de oynayan oyunculardan kurulu İngiltere yine bütün kadrosu Bundesliga'da oynayan ve nispeten daha mütevazi bir kadrosu olan -bir o kadar da tehlikeli- Almanya karşısında resmen akıl tutulması yaşadı.

 


Turnuva takımı olmasıyla bilinen Almanlar 2006'dan bu yana Klinsmann'ın oluşturduğu hücum odaklı takım, eskinin kötü futbol oynayan ekolünü silmeyi başarmıştı. Löw de bu düzeni bozmayarak ve üstüne ekleyerek sistemi devam ettiriyor. Almanların bu derece başarılı olmasındaki bir diğer sebep genç yaştan itibaren ülkenin çeşitli yerlerinde kurdukları oyuncu havuzları. Podolski, Klose, Mesut, Boateng, Khedira gibi göçmenlerden kurulu bir takımları var artık Almanların. Ülkenin kültürel kimliğinin çok çeşitli olması, futbolun çok sevilmesi, Bundesliga maçlarındaki seyirci ortalamaları her şeyi olumlu yönde etkiliyor.




Almanlar her geçen dönem futbollarının üstüne koyarken İngilizler hala kendi kibirleri içinde boğuluyor, adam akıllı bir kaleci çıkaramıyor, Lampard ve Gerard gibi iki üst düzey orta saha oyuncusunun olduğu orta alanda ağır aksak oynuyorlar. Forvet kısmına ise hiç girmiyorum Emile Heskey ve Peter Crouch ile gol atacağınızı sanıyorsanız çok fena yanılıyorsunuz. Maça gelince Almanya her zamanki gibi Mesut'u forvetin arkasında özgürlük tanıyıp, hücüum organizasyonlarını onun merkezde olduğu şekilde ve sağdan Müller soldan Podolski'nin destekleriyle zenginleştiriyorlar. Orta sahada Khedira "underrated" olarak pek önemsenmiyor ama yaptığı iş çok önemli ve küçümsenmemeli asla. İngiltere'nin maç 2-1 olduktan sonra Gerard'ın attığı net gol sayılsa bile oyunlarındaki bu kopukluk ile bir şey yapabileceklerini sanmıyordum nitekim 2 kontraatakla darmadağın oldular. Almanya sisteme güveniyor ve maçın gidişatına göre sisteminde ufak değişiklikler yapabiliyorken İngiltere'nin belli bir sisteminin bile olmayışı çok acı verici.

26 Haziran 2010 Cumartesi

Larissa Riquelme

21 Haziran 2010 Pazartesi

Oscar Goes To...


Keita'nın bu yaptığı sportmenlik dışı hareket ne ilk ne de son. İyi bir oyuncu olabilir, oyunu hücum yönüyle güzelleştirip tribünde ve ekran başında maçı izleyenler için seyir keyfi güzel anlar yaşatabilir ama Keita'da ciddi anlamda kişilik problemleri olduğunu düşünüyorum. Oyunun dürüstlük ve saygı üzerine kurulu olduğunu çoğu zaman unutuyor. Sinirlendiği zaman kendine hakim olamıyor, çirkefleşmeye başlıyor ve gerçekten de kendi kategorisinde iyi bir oyuncu, oyununun hakkını verip iyi oynamaya çalışıyor. Yerseniz...

20 Haziran 2010 Pazar

Dünya Kupası'nda Kullanılan Toplar



19 Haziran 2010 Cumartesi

Nicolas Anelka


Belki kendi ailesinin bile sevmediği bir adamı oyuncusu nasıl sevebilir ki? Tamam Anelka da sütten çıkmış ak kaşık değil elbette; ama onu bu kadar öfkelendirmeyi başarmak da ayrı bir meziyet olmalı. Domenech ilk yarıdaki vasat performansı üzerine Anelka'yı eleştirince, o da dayanamayıp hocasına sağlam saydırmış haliyle 2.yarıyı görememişti. Fransa Futbol Federasyonu başkanı Jean-Pierre Escalettes, Anelka'dan özür dilemesini istemiş Anelka da bunu kabul etmeyince kamptan kovulmuş.

EASY


Dünya Kupası grupları belli olduktan sonra İngiliz tabloid gazetesi The Sun böyle başlık atmıştı. İngiltere'nin gruptan kolay bir şekilde çıkacağını düşünmüş olmalılar demek ki. Dün akşam Cezayir önünde oynadıkları(!) oyun her neyse onları gruptan çıkarmaya yetmeyebilir. Cezayir gerçekten kötü bir takım belki de takım bile değil; ama ölümüne yaptıkları savunma anlayışı ile bu İngiltere'den gol yememeyi başardılar ve gruptan çıkma şansları halen devam ediyor. Turnuva boyunca en beğendiğim takımlardan birisi de Birleşik Devletler ise Slovenya önünde 2-0 geriye düşmesine rağmen 2-2 yapmayı başardır.. Euro 2008'de bizim de oynadığımız gibi oynuyorlar aşağı yukarı. Oyun içinde zaman zaman savruklar, kolay gol yeme hastalıkları var; ama oyunu asla bırakmıyorlar, pes etmiyorlar. Benim tahminim Birleşik Devletler ve İngiltere (çok zorlansa da) bu gruptan çıkar.

18 Haziran 2010 Cuma

Arsenal 2010/11 Deplasman Forması







Vuvuzela




Vuvuzela'yı icat eden adamın da onu üfleyen kitlenin de yatacak yeri yok.

Robert Enke



Sırp televizyonu RTS'de Dünya Kupası maçları için yorumculuk yapan Vladimir Mijaljevic, Pazar günü oynanan Almanya-Avustralya maçında Robert Enke'nin sakat olduğunu söylemiş. Enke geçtiğimiz Kasım ayında intihar etmişti oysa.

14 Haziran 2010 Pazartesi

Hollanda 2-0 Danimarka


Hollanda, eğer ki iyileşmezse Robben'i çok arayacak bu çok açık. Danimarka aslında savunma ve orta sahada çalışkan, savaşçı bir yapıya sahip; ama ileride Bendtner gibi bir kazmanız varsa gol atmanız çok çok zor. 2.yarının hemen başında Simon kendi kalesine kafayla enteresan bir şekilde gol atmasaydı aslında bu maçtan Danimarka puan bile koparabilirdi; ama olmadı. Hollanda ilk maç itibariyle, (Robben olmadan) Fransa-Arjantin karışımı bir oyun oynadı. Savunmada Mathijsen-Heitinga ikilisini zorlayan bir hücum hattı olmayınca Hollanda yavaş yavaş golün gelmesini bekledi. İlk maç olmasından dolayı Robben'siz Hollanda eski turnuvalardaki gibi pek keyif vermedi. Hücumdaki bu kısırlık devam ederse Danimarka bu grupta gol atamadan elenebilir.

13 Haziran 2010 Pazar

Ricardo Quaresma Beşiktaş'ta



C.Ronaldo parlamadan önce Sporting Lizbon'daki en yetenekli oyuncuydu. Sonra kariyerinde yükselmesi gerekirken tam tersine yavaş yavaş düşmeye başladı. Barcelona'ya transfer oldu Rijkaard ile anlaşamadı, Porto'ya geri döndü. Daha sonra İnter macerası... Jose Mourinho bile adam edemedi onu. Chelsea'ye kiralandı orada da tutunamadı. Quaresma için söylenecek ilk cümle, "çok yetenekli ama?..." diye başlar. Bütün mesele de zaten bu. Schuster'in elinde Alman disiplini ile yoğurulacak mı, yoksa İstanbul gece hayatının vazgeçilmezlerinden mi olacak bunu zaman gösterecektir. Beşiktaş'ın iç sahadaki maçlarında taraftarı çıldırtabilecek kapasiteye sahip... İki ucu keskin bıçak misali, ortası yok. Ya kariyerini hizaya sokacak ya da kaybolup gidecek...

12 Haziran 2010 Cumartesi

İngiltere'nin Durumu

11 Haziran 2010 Cuma

Ülkelerin Dünya Kupası'nı Kazanma Şansları
















Castrol Football'dan takımlar hakkında turnuva boyunca öngörüler ve olası muhtemel durum senaryoları.

Dünya Kupası

Francesco Flachi



Sampdoria ve Brescia'nın eski golcüsü Francesco Flachi, son 3 sezon içinde kokain testinin 2.kez pozitif çıkmasından dolayı 12 yıl ceza aldı. italyan anti-doping kuruluşu (mahkemesi) Flachi'nin 12 Ocak 2022 tarihine kadar profesyonel olarak futbol oynamasını yasakladı.

10 Haziran 2010 Perşembe

BP ve Çevre Felaketi

Greenpeace UK, Amerika'da çevre felaketine neden olan BP'nin logosunu yeniden tasarlamak için yarışma düzenlemiş. Yarışmayı kazanan tasarım şirkete karşı düzenlenen kampanyalarda kullanılacakmış. Tasarımcının ödülü de profesyonel bir tasarımcıyla bir gün geçierecekmiş. Flickr sayfası da burada.

Arjantin'in Hücum Hattı

 Sergio Aguero, Gonzalo Higuaín, Lionel Messi, Diego Milito, Martín Palermo, Carlos Tevez. 

Arjantin'in hücum hattını oluşturan oyuncuların hepsi birbirinden tehlikeli ve rakip savunmalar için korkutucu. Maradona'nın damadı Sergio Aguero'nun biraz fazla abartıldığını düşünüyorum. Tabii ki oldukça yetenekli, hızlı, güçlü ama Higuain kadar değerli bulmuyorum onu. Higuain ise hem kendi takımı Real Madrid'de hem de milli takımda kıymeti bilinmeyen oyuncuların başında geliyor. Geçtiğimiz sezon ve bu sezon attığı gollere rağmen her iki takımda kulubün/hocanın gözüne girmeyi becerememiş gibi. Ağzıyla kuş tutsa nafile. Çok önemli bir hücum silahı.  



Lionel Messi şu anda tartışmasız dünyanın en iyi futbolcusu. Lafı fazla uzatmaya gerek yok diye düşünüyorum. Diego Milito ise geçen sezon Genoa formasıyla attığı gollerden sonra İnter'e transfer olmuştu ve Jose Mourinho'nun 1 numaralı hücum silahı konumundaydı. Şampiyonlar Ligi finalinde attığı gollerle klasını iyice gösterdi. Yavaş gibi gözükebilir ama kesinlikle öyle değil, bu durum kendisini savunmaya çalışacak defans oyuncuları için büyük bir hata olur. Sonradan açılan Arap atı misali. Diğer oyuncular gibi çok güçlü ve son vuruşta çok usta bir isim.  



Carlos Tevez de Higuain gibi kıymeti bilinmeyen, asıl değerinin sonradan ortaya çıkacağını düşündüğüm bir isim. Komple bir hücum oyuncusu. Alex Ferguson ondan neden bu kadar kolay vazgeçti anlamış değilim. Süratli, güçlü, son vuruşları öldürücü, ileride top tutabiliyor. Tek dezavantajı boyunun forvet oyuncularına göre boyunun kısa olması.

Yarın İspanya...

9 Haziran 2010 Çarşamba

Maradona'nın Motivasyonu


Her haliyle farklı olduğunu gösteriyor Maradona. Dünya Kupası elemelerindeki oyuncu seçimleri, maç sonrası basın toplatılarında gazetecilere ayar üstüne ayar vermesi, son olarak da resimde görüldüğü üzere antreman maçı sonrası kaybeden takıma verdiği ceza. Ya bir sakatlık olsaydı?

8 Haziran 2010 Salı

Guillaume Nery



Serbest stil dalışta Dünya şampiyonu Guillaume Nery'den harika bir şölen.

7 Haziran 2010 Pazartesi

Sasha Vujacic



Sasha Vujacic'ten serbest atışın püf noktaları.

Mauro Camoranesi ve Francesca Schiavone


Fransa Açık'ta şampiyon olan ilk İtalyan olarak tarihe geçen Francesca Schiavone ile Juventus orta sahasının çalışkan ismi Mauro Camoranesi. Birbirlerine ne kadar benziyorlar?

6 Haziran 2010 Pazar

Molde 3-3 Lillestrøm


Norveç Tippeligaen'de bugün oynanan maç. Aşağıda da videosu var. Bu travmayı yaşayan adamlardan hayır gelmez. "Norveç'ten gol haberi var. 3-3 olmuş diyorlar Koray..."






5 Haziran 2010 Cumartesi

Aston Martin DB5


Sean Connery'nin James Bond serisinde (Goldfinger and Thunderball) kullandığı efsane araba 1964 model Aston Martin DB5, 27 Ekim'de Londra'da satışa çıkıyor. Araba birçok kez bakımdan geçmiş ve 1969 yılından bu yana Jerry Lee adında, Philadelphia'da yerel radyo yayını yapan bir hayırseverdeymiş. Açık arttırmadan beklenen gelir yaklaşık olarak 5 milyon $.


 




4 Haziran 2010 Cuma

Real Madrid 2010-2011












Related Posts with Thumbnails